Alevilik Iltica Sebebi Mi ?

Bahar

New member
**Alevilik ve İltica: Aleviliğin Bir İltica Sebebi Olup Olmadığı Üzerine Bir İnceleme**

Alevilik, kökenleri Osmanlı İmparatorluğu'na dayanan, derin bir inanç sistemi ve toplumsal yapıyı barındıran bir inanç mezhebidir. Aleviler, hem İslamiyet’in temel öğretilerini hem de kendilerine özgü inanç ve ibadet biçimlerini birleştirerek, farklı bir dini anlayış ortaya koymuşlardır. Ancak, özellikle Aleviliğin özgün inançları ve uygulamaları, zaman zaman toplumsal ve siyasi baskılarla karşılaşmalarına neden olmuştur. Aleviliğin, özellikle bazı ülkelerde, iltica (sığınma) sebebi olup olamayacağına dair çeşitli sorular gündeme gelmektedir. Bu makale, Aleviliğin iltica sebebi olarak kabul edilip edilmediğini tartışarak, bu konuda çeşitli soruları ve olasılıkları ele alacaktır.

**Alevilik, Bir İltica Sebebi Olarak Kabul Edilebilir Mi?**

Alevilik, Türkiye başta olmak üzere, bazı ülkelerde dini ve toplumsal bir azınlık olarak görülmektedir. Aleviler, tarih boyunca birçok kez çeşitli ayrımcılığa, sosyal dışlanmaya ve hatta şiddete maruz kalmışlardır. Bu bağlamda, Alevilik bir inanç meselesi olduğu için, inançları nedeniyle insan hakları ihlalleriyle karşılaşan bireyler için iltica, korunma ihtiyacı doğurabilir. Özellikle, Alevilerin yaşadığı coğrafi bölgelerdeki toplumsal çatışmalar, dini baskılar ve radikal akımlar, Alevilerin güvenliğini tehdit edebilecek unsurlar oluşturabilmektedir. Bu tür bir ortamda Alevilik, bir sığınma nedeni olabilir.

Bir kişi, Alevi kimliği nedeniyle can güvenliği endişeleri taşıyorsa ve bu nedenle kendi ülkesinde hayatını tehlikeye atıyorsa, iltica başvurusu yapma hakkına sahip olabilir. İltica başvuruları, genellikle dini inançlar, etnik köken, milliyet ve diğer benzeri sebeplerle yapılır ve Alevilik, bu kategoriler altında değerlendirilebilecek bir inanç sistemidir.

**Aleviliğin İltica Sebebi Olması Durumunda Hangi Kriterler Devreye Girer?**

Aleviliğin iltica sebebi olup olamayacağı sorusu, her durumda bireysel bir değerlendirme gerektirir. Ancak genel olarak, iltica başvurusu yaparken dikkate alınacak bazı kriterler vardır. Bunlar arasında, başvurulan ülkenin iltica yasaları, Alevilere yönelik uygulanan baskı ve şiddet türleri, başvuran kişinin yaşadığı deneyimler ve özgürlüğüne yönelik tehditler gibi unsurlar yer alır. Alevilerin iltica başvurusu yapabilmesi için aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulabilir:

1. Dini Ayrımcılık ve Baskılar Aleviler, genellikle Sünni İslam’ın baskın olduğu toplumlarda azınlık olarak yaşarlar. Bu durum, Aleviler üzerinde çeşitli sosyal, ekonomik ve kültürel baskılara yol açabilmektedir. Alevilerin, inançlarını açıkça ifade ettikleri veya ibadetlerini yerine getirdikleri için zarar görmeleri veya ayrımcılığa uğramaları durumunda iltica talebinde bulunmaları mümkündür.

2. Toplumsal Şiddet ve Dini Tahrik Alevilerin yaşadığı bölgelerde, Aleviliğe karşı aşırı derecede olumsuz bir toplumsal tutum olabilir. Alevilerin evleri, ibadethaneleri veya diğer topluluk üyeleri hedef alınabilir. Özellikle radikal dini grupların etkisi altındaki ülkelerde, Alevilere yönelik şiddet ve nefret suçları artmış olabilir. Bu gibi durumlar, iltica başvurusunu haklı çıkarabilecek sebepler arasında sayılabilir.

3. Devletin Ya da Otoritelerin Tutumu Eğer bir devlet, Alevi vatandaşlarının haklarını ihlal ediyorsa ve onları korumuyorsa, bu durum iltica başvurusunu destekleyen bir faktör olabilir. Aleviler, dini inançları nedeniyle, devletin zulmüne ya da kayıtsızlığına uğrayabilirler. İltica başvurularında, başvurulan ülkedeki politik durum da dikkate alınır.

**Alevilik ve Toplumsal Siyaset: Aleviliğin Durumu Farklı Ülkelerde Nasıl Değerlendirilmektedir?**

Alevilik, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında farklı ülkelerde de varlık göstermektedir. Türkiye’nin yanı sıra, Aleviler; Azerbaycan, İran, Suriye, Lübnan ve bazı Avrupa ülkelerinde de yaşamaktadır. Her bir ülkedeki Alevi topluluğunun karşılaştığı zorluklar, o ülkenin toplumsal yapısı, devlet politikaları ve dini iklimine bağlı olarak değişir.

1. Türkiye'deki Durum Türkiye’de Alevilik, Sünni İslam’ın egemen olduğu bir toplumda marjinal bir konumda kalmıştır. Aleviler, toplumda büyük oranda ayrımcılığa uğramakta ve devletin resmi dini olan Sünni İslam’a karşı duruşları nedeniyle dışlanmaktadırlar. Bu nedenle, Türkiye’de Aleviler, hem dini inançları nedeniyle hem de toplumsal dışlanmışlıkları nedeniyle iltica başvurusunda bulunabilirler. Özellikle son yıllarda Alevi toplumuna yönelik artan tehditler ve sosyal gerilimler, bu durumu pekiştiren faktörler arasında sayılabilir.

2. İran ve Suriye’deki Durum İran’da Alevilik, doğrudan Şii İslam ile bir bağlantı taşısa da, Alevilik bu coğrafyada yine de marjinalleşmiş bir inanç olarak kabul edilmektedir. İran’daki dini egemenlik, Aleviliğin kabul görmemesine ve dini özgürlüklerin kısıtlanmasına neden olabilir. Suriye ise, iç savaşın ve mezhep çatışmalarının yaşandığı bir ülke olarak, Alevilere yönelik hem devlet hem de radikal gruplardan gelebilecek şiddet tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır.

3. Avrupa’daki Durum Avrupa’da, Aleviler genel olarak diğer azınlık gruplarıyla birlikte daha fazla özgürlük ve güvenlik bulabilmektedir. Ancak, Avrupa’da da aşırı milliyetçi ya da radikal grupların yükselmesi, Alevilere yönelik bir tehdit oluşturabilir. Aleviler, bu tür tehditlerden korunmak için iltica başvurusu yapabilirler.

**Aleviliğin Sığınma Hakkı: Sosyal Haklar ve İnsan Hakları Perspektifinden Değerlendirme**

Aleviliğin iltica sebebi olarak kabul edilmesi, bir anlamda din ve inanç özgürlüğünün korunması anlamına gelir. Birçok uluslararası insan hakları sözleşmesi ve anlaşması, insanların kendi inançlarını özgürce seçme ve bu inançları yaşama haklarını güvence altına almıştır. Aleviler, inançları nedeniyle herhangi bir tehdit veya şiddete uğradıklarında, sığınma talebinde bulunma hakkına sahiptirler.

Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kuruluşlar, dini özgürlüklerin ihlal edilmesi durumunda kişilerin sığınma talep etme haklarını savunmaktadır. Alevilik de bu bağlamda, inanç özgürlüğü temelinde değerlendirilebilecek bir sığınma sebebidir.

**Sonuç: Alevilik, İltiaca Sebep Olabilir Mi?**

Alevilik, tarihsel olarak marjinalleşmiş bir inanç sistemi olduğundan, birçok ülkede dini ayrımcılığa, baskılara ve şiddetlere tabi tutulmaktadır. Bu durum, Alevilerin iltica başvurusunda bulunma haklarını geçerli kılabilir. İltica talebinde bulunan bir kişi, Aleviliği nedeniyle dini baskılara, toplumsal dışlanmaya veya şiddet tehdidine maruz kaldığını iddia ediyorsa, bu başvuru uluslararası hukuk kapsamında değerlendirilebilir. Her durumda, her başvuru özel olarak incelenmeli ve bireysel koşullar göz önünde bulundurulmalıdır.

Aleviliğin iltica sebebi olup olmayacağı, başvurulan ülkenin yasalarına ve uluslararası insan hakları normlarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak, Alevilerin karşılaştığı dini baskılar ve marjinalleşme göz önünde bulundurulduğunda, Aleviliğin bir sığınma sebebi olabileceği söylenebilir.