RAM
New member
Danimarka’da belgesel: CIA ülkedeki yetim çocuklar üzerinde deney yaptı
Danimarka Radyosu‘nda yayınlanan ‘The Search for Myself’ isimli yeni bir belgesele bakılırsa ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), 1960’ların başlarında, birçok yetimhanelerden gelen 311 Danimarkalı çocuk üzerinde ‘şizofreni konusunda gerçekleştirilen kapalı deneyleri’ dayanak verdi.
Belgeselde CIA, beşerler üstündeki deneyler konusunda etik kısıtlamaları belirleyen 1947 tarihindeki Nürnberg Maddesi’ne karşıt olarak gerçekleştirilen deneyleri desteklemekle suçlandı.
Çocukken deneylere katıldığını söyleyen üretimci Wennick: Yalnızca benim öyküm değil
Kopenhag’daki bir belediye hastanesinde düzenlendiği ve şizofrenide kalıtım ve etraf içindeki ilişkiyi araştırmayı amaçladığı öne sürülen bu deneylere çocukken katıldığını söyleyen sinema imalcisi Per Wennick, bir sandalyeye oturtulduğunu, kol, bacak, göğüs ve kalbinin etrafına elektrotlar yerleştirildiğini ve yüksek, tiz sesler dinletildiğini anlattı.
Wennick’in aktardığına göre deneyler, bir çocuğun psikopatik özelliklere sahip olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlıyordu.
Deneyler konusunda “Bu yalnızca benim öyküm değil birfazlaca çocuğun öyküsü. Çok rahatsız ediciydi” diyen Wennick, hastaneye gdolayılmedilk evvel kendisine ‘eğlenceli bir şey’ yapılacağına dair kelam verildiğini belirtti.
Wennick, “Bunun, bu toplumda bir vatandaş olarak haklarımın ihlali olduğunu düşünüyorum. Kimi insanların, benim hakkımda benim bildiğimden daha fazlasını bilmesini epeyce garip buluyorum” diye ekledi.
Danimarka Toplumsal Refah Müzesi: Bu bir birinci
Wennick’e nazaran proje, CIA ismine işletilen ve İnsan Ekolojisi Fonu’ndan takviye alan bir ABD sıhhat hizmeti tarafınca ortak finanse edildi.
Danimarka Toplumsal Refah Müzesi’nden Jacob Knage Rasmussen, bunu, ülkedeki kimsesiz çocukların araştırma gayesiyle kullanıldığı birinci kanıtlanmış olay olarak nitelendirdi.
“Ne Danimarka’da ne de İskandinavya’da misal teşebbüsler gördüm” diyen Rasmussen, Danimarka Radyosu’na verdiği röportajda, bu olayın Nürnberg Yasası ile çelişen müthiş bir gelişme olduğunu söylemiş oldu.
Danimarka Radyosu‘nda yayınlanan ‘The Search for Myself’ isimli yeni bir belgesele bakılırsa ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), 1960’ların başlarında, birçok yetimhanelerden gelen 311 Danimarkalı çocuk üzerinde ‘şizofreni konusunda gerçekleştirilen kapalı deneyleri’ dayanak verdi.
Belgeselde CIA, beşerler üstündeki deneyler konusunda etik kısıtlamaları belirleyen 1947 tarihindeki Nürnberg Maddesi’ne karşıt olarak gerçekleştirilen deneyleri desteklemekle suçlandı.
Çocukken deneylere katıldığını söyleyen üretimci Wennick: Yalnızca benim öyküm değil
Kopenhag’daki bir belediye hastanesinde düzenlendiği ve şizofrenide kalıtım ve etraf içindeki ilişkiyi araştırmayı amaçladığı öne sürülen bu deneylere çocukken katıldığını söyleyen sinema imalcisi Per Wennick, bir sandalyeye oturtulduğunu, kol, bacak, göğüs ve kalbinin etrafına elektrotlar yerleştirildiğini ve yüksek, tiz sesler dinletildiğini anlattı.
Wennick’in aktardığına göre deneyler, bir çocuğun psikopatik özelliklere sahip olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlıyordu.
Deneyler konusunda “Bu yalnızca benim öyküm değil birfazlaca çocuğun öyküsü. Çok rahatsız ediciydi” diyen Wennick, hastaneye gdolayılmedilk evvel kendisine ‘eğlenceli bir şey’ yapılacağına dair kelam verildiğini belirtti.
Wennick, “Bunun, bu toplumda bir vatandaş olarak haklarımın ihlali olduğunu düşünüyorum. Kimi insanların, benim hakkımda benim bildiğimden daha fazlasını bilmesini epeyce garip buluyorum” diye ekledi.
Danimarka Toplumsal Refah Müzesi: Bu bir birinci
Wennick’e nazaran proje, CIA ismine işletilen ve İnsan Ekolojisi Fonu’ndan takviye alan bir ABD sıhhat hizmeti tarafınca ortak finanse edildi.
Danimarka Toplumsal Refah Müzesi’nden Jacob Knage Rasmussen, bunu, ülkedeki kimsesiz çocukların araştırma gayesiyle kullanıldığı birinci kanıtlanmış olay olarak nitelendirdi.
“Ne Danimarka’da ne de İskandinavya’da misal teşebbüsler gördüm” diyen Rasmussen, Danimarka Radyosu’na verdiği röportajda, bu olayın Nürnberg Yasası ile çelişen müthiş bir gelişme olduğunu söylemiş oldu.