A
admin
Guest
İkonik İnka Kenti Machu Picchu’nun Tarihi, Sanılandan Daha Eskiymiş!
Yeni bir araştırmaya göre, Peru’nun lama dolu dağlarında bulunan ikonik İnka kale-şehri Machu Picchu, daha evvel düşünülenden hayli daha eski olabilir. Çoğu arkeolog, Machu Picchu’nun İnka imparatoru Pachacuti için bir mülk olarak inşa edildiğini düşünüyor. İspanyol sömürgecilerin tarihî kayıtlarına nazaran, imparator MS 1438’de tahta geçti ve bu, ordusunun lokal bölgeyi fethetmesinin ne kadar sürdüğüne bağlı olarak, kalenin MS 1440 ile 1450 yılları içinde bir noktada inşa edildiğini gösteriyordu.
Lakin, yeni tarihlendirme, alanın muhtemelen bundan en az yirmi yıl evvel yerleştiğini ortaya koyuyor. Antiquity mecmuasında bildirildiği üzere arkeologlar, 1912 yılında Machu Picchu’daki üç mezarlıkta bulunan 26 kişinin iskelet kalıntıları üzerinde hızlandırıcı kütle spektrometrisi kullandılar. Bu, Machu Picchu’da MS 1420’den 1530’a kadar, yani daha evvel düşünülenden 20 yıl evvel yerleşimin olduğunu ortaya çıkardı.
Yale Üniversitesi’nden araştırmanın muharriri Profesör Richard Burger, yaptığı açıklamada “Machu Picchu dünyanın en ünlü arkeolojik alanları içinde yer alıyor, fakat şimdiye kadar tarihi ve burada yaşanan mühlet hakkında varsayımlar İspanyollar tarafınca İspanyol fetihini takip eden devirde yazılan çelişkili tarihî hesaplara dayanıyordu” dedi.
Profesör Burger, “Bu, Machu Picchu’nun kuruluşu ve burada yaşanılan mühlet hakkında bir iddiada bulunmak için bilimsel ispatlara dayanan birinci çalışmadır” diye devam etti.
Pedro Szekely
Machu Picchu, Peru And Dağları ile Amazon Havzası içindeki bir fay sınırında deniz düzeyinden yaklaşık 2.400 metre yükseklikte bulunuyor. Merasim yapıları ve soylular için bir kraliyet alanı olan, ayrıyeten personeller için konutlar ve tarım için kullanılan yüzlerce teras dahil olmak üzere yaklaşık 200 yapıdan oluşuyor.
16. yüzyılın sonlarında İspanyolların İnka İmparatorluğu’nu fethetmesinin akabinde, Machu Picchu yüzsenelerca bozulmadan dağlarda yattı, sonunda harabeye dönüştü ve bitki örtüsüne gömüldü. Çağdaş dünya, 1911’de Amerikalı arkeolog Hiram Bingham tarafınca bir daha keşfedildiği ve çabucak sonrasında kazıldığı 20. yüzyılın başlarına kadar bu görkemli alanın farkına varmadı.
Kompleksin İnka öyküsünde değerli bir figür olan imparator Pachacuti için bir mülk olarak inşa edildiğine inanılıyor. Hırslı ve ünlü bir hükümdar olarak, günümüzde Peru bölgesine denk gelen alanda değerli ölçüde toprak fethetti ve 1532’den İspanyol fetihlerine kadar, İnka imparatorluğunun Güney Amerika’nın batı kıyılarında büyümesinin yolunu açtı.
Machu Picchu’nun yaygın olarak düşünülenden 20 yıl evvel var olduğu düşünüldüğünde, bununla birlikte Pachacuti’nin idaresinde geçen müddet hakkında da yanılıyor olabileceğimiz ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, bu, Kolomb öncesi devrin öyküsünü bir ortaya getirmek için İspanyol işgalcilerin kayıtlarının doğruluğuna inancımızı zorluyor.
Profesör Burger, “Sonuçlar, İnka imparatorluğunun gelişmeninin evvela sömürge kayıtlarına dayalı olarak tartışılmasının gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor” diyor ve ekliyor: “Çağdaş radyokarbon halleri, İnka kronolojisini anlamak için çelişkili tarihî kayıtlardan daha âlâ bir temel sağlıyor.“
Yeni bir araştırmaya göre, Peru’nun lama dolu dağlarında bulunan ikonik İnka kale-şehri Machu Picchu, daha evvel düşünülenden hayli daha eski olabilir. Çoğu arkeolog, Machu Picchu’nun İnka imparatoru Pachacuti için bir mülk olarak inşa edildiğini düşünüyor. İspanyol sömürgecilerin tarihî kayıtlarına nazaran, imparator MS 1438’de tahta geçti ve bu, ordusunun lokal bölgeyi fethetmesinin ne kadar sürdüğüne bağlı olarak, kalenin MS 1440 ile 1450 yılları içinde bir noktada inşa edildiğini gösteriyordu.
Lakin, yeni tarihlendirme, alanın muhtemelen bundan en az yirmi yıl evvel yerleştiğini ortaya koyuyor. Antiquity mecmuasında bildirildiği üzere arkeologlar, 1912 yılında Machu Picchu’daki üç mezarlıkta bulunan 26 kişinin iskelet kalıntıları üzerinde hızlandırıcı kütle spektrometrisi kullandılar. Bu, Machu Picchu’da MS 1420’den 1530’a kadar, yani daha evvel düşünülenden 20 yıl evvel yerleşimin olduğunu ortaya çıkardı.
Yale Üniversitesi’nden araştırmanın muharriri Profesör Richard Burger, yaptığı açıklamada “Machu Picchu dünyanın en ünlü arkeolojik alanları içinde yer alıyor, fakat şimdiye kadar tarihi ve burada yaşanan mühlet hakkında varsayımlar İspanyollar tarafınca İspanyol fetihini takip eden devirde yazılan çelişkili tarihî hesaplara dayanıyordu” dedi.
Profesör Burger, “Bu, Machu Picchu’nun kuruluşu ve burada yaşanılan mühlet hakkında bir iddiada bulunmak için bilimsel ispatlara dayanan birinci çalışmadır” diye devam etti.
Pedro Szekely
Machu Picchu, Peru And Dağları ile Amazon Havzası içindeki bir fay sınırında deniz düzeyinden yaklaşık 2.400 metre yükseklikte bulunuyor. Merasim yapıları ve soylular için bir kraliyet alanı olan, ayrıyeten personeller için konutlar ve tarım için kullanılan yüzlerce teras dahil olmak üzere yaklaşık 200 yapıdan oluşuyor.
16. yüzyılın sonlarında İspanyolların İnka İmparatorluğu’nu fethetmesinin akabinde, Machu Picchu yüzsenelerca bozulmadan dağlarda yattı, sonunda harabeye dönüştü ve bitki örtüsüne gömüldü. Çağdaş dünya, 1911’de Amerikalı arkeolog Hiram Bingham tarafınca bir daha keşfedildiği ve çabucak sonrasında kazıldığı 20. yüzyılın başlarına kadar bu görkemli alanın farkına varmadı.
Kompleksin İnka öyküsünde değerli bir figür olan imparator Pachacuti için bir mülk olarak inşa edildiğine inanılıyor. Hırslı ve ünlü bir hükümdar olarak, günümüzde Peru bölgesine denk gelen alanda değerli ölçüde toprak fethetti ve 1532’den İspanyol fetihlerine kadar, İnka imparatorluğunun Güney Amerika’nın batı kıyılarında büyümesinin yolunu açtı.
Machu Picchu’nun yaygın olarak düşünülenden 20 yıl evvel var olduğu düşünüldüğünde, bununla birlikte Pachacuti’nin idaresinde geçen müddet hakkında da yanılıyor olabileceğimiz ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, bu, Kolomb öncesi devrin öyküsünü bir ortaya getirmek için İspanyol işgalcilerin kayıtlarının doğruluğuna inancımızı zorluyor.
Profesör Burger, “Sonuçlar, İnka imparatorluğunun gelişmeninin evvela sömürge kayıtlarına dayalı olarak tartışılmasının gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor” diyor ve ekliyor: “Çağdaş radyokarbon halleri, İnka kronolojisini anlamak için çelişkili tarihî kayıtlardan daha âlâ bir temel sağlıyor.“