İpe çekilmek ne demek ?

Bahar

New member
“İpe Çekilmek” Üzerine Bir Hikâye: Sessiz Bir Adaletin Gölgesinde

Giriş: Bir Forum Köşesinden Merhaba

Geçen hafta eski bir köy efsanesini araştırırken “ipe çekilmek” deyiminin kökenine dair öyle bir hikâyeye denk geldim ki, hâlâ aklımdan çıkmıyor. O yüzden bugün, bu forumda sizinle paylaşmak istedim. Belki siz de okurken kendinizden bir parça bulursunuz, belki de bu sözün ardındaki sessiz çığlığı ilk defa duyar gibi olursunuz.

İpe çekilmek… Basitçe anlatınca “idam edilmek” gibi geliyor kulağa. Ama bu hikâyede, ip sadece bir ceza aracı değil; toplumsal düzenin, vicdanın ve insanların birbirine tuttuğu aynanın sembolü.

---

1. Bölüm: Rüzgârın İzi – Bir Köyün Sessizliği

Anadolu’nun yüksek tepelerinde bir köy vardı: Göğceli. Bu köyde, insanlar sabahları güneşi selamlar, akşamları rüzgârın sesini dinlerdi. Köyün ortasında yaşlı bir ceviz ağacı dururdu; hem gölgesi hem de hikâyeleriyle köyün kalbiydi.

Bir gün, köydeki kuyunun başında bir anlaşmazlık çıktı. İki kardeş —Ali ve Ziya— dedelerinden kalan tarlanın sınırı konusunda tartışmaya başladı. Ali, çözüm odaklı bir adamdı; ölçüm ister, harita çizer, belge arardı. Ziya ise kalpten konuşan, insanların duygularına güvenen biriydi.

Köydeki kadınlar bu tartışmayı uzaktan izlerken, içlerinden biri —Zeliha Ana— “Bir ip neyi ayırırsa ayırsın, sonunda insanın boynuna dolanır,” dedi. O gün kimse bu sözün anlamını tam kavrayamadı.

---

2. Bölüm: Erkeklerin Aklı, Kadınların Kalbi

Ali, meseleyi köy meclisine taşımak istedi. “Herkes kendi aklını konuştursun,” dedi.

Ziya ise “Aklın yanında kalp de konuşmalı, Ali,” diye karşılık verdi.

Meclis toplandı. Erkekler, çözüm ararken haritaları açtı, ölçüler aldı, mantık yürüttü. Kadınlar ise geçmişi anlattı, komşulukları, dostlukları, çocukluk hatıralarını hatırlattı.

O gece köyde iki farklı dil konuşuluyordu: biri hesapların dili, diğeri hatırların.

Sabaha kadar süren tartışmaların sonunda Ali kazandı. Fakat kazandığı şey sadece bir toprak parçasıydı. Ziya, köyden sessizce ayrıldı. O günden sonra köyün üstüne ağır bir sessizlik çöktü.

---

3. Bölüm: Tarihin Gölgesinde “İp”

Aylar geçti. Göğceli’nin yakınındaki kasabada yeni bir idareci atandı. Bu adam adaletin kılıcıyla değil, ipin gölgesiyle yönetirdi. Adalet onun elinde bir sarkaç gibiydi; kimin boynuna düşeceği belirsizdi.

Bir gün kasabada hırsızlık oldu. Olayın suçlusu bulunamayınca, yönetici rastgele insanları “ipe çekmekle” tehdit etti. Halkın gözünde ip artık yalnızca bir ceza değil, bir sessizlik sembolüydü. Çünkü kimse konuşmazsa ip inmezdi.

Ali, o zaman anladı Ziya’nın neden gitmiş olduğunu. “İpe çekilmek” bazen boyna geçirilen bir düğüm değil, vicdana geçirilen bir suskunluktur.

---

4. Bölüm: Zeliha Ana’nın Gerçeği

Yıllar sonra köyün yaşlı kadını Zeliha Ana ölüm döşeğindeyken torunlarına şu hikâyeyi anlattı:

“Bir zamanlar ip sadece idam içindi. Ama insanlar birbirini yanlış anladıkça, ip artık kelimelere dolanmaya başladı. Birini yargılamak, ona şans vermeden sırt çevirmek… İşte asıl ipe çekilmek budur.”

Zeliha Ana’nın bu sözleri, köyde yankılandı. Herkes kendi ‘ip’ini düşündü: Kimi öfkesini, kimi gururunu, kimi de suskunluğunu.

---

5. Bölüm: İpin Günümüzdeki Yankısı

Bugün “ipe çekilmek” deyimi sadece tarihî bir ceza biçimini değil, toplumsal linç kültürünü de anlatıyor. Sosyal medyada, bir cümleyle insanların onurunu asıyoruz; yorum satırlarında, kelimelerle ipe çekiyoruz birbirimizi.

Ali ve Ziya’nın hikâyesi, aslında bugünün dünyasında da yaşanıyor. Bir taraf sadece “haklı olmak” istiyor, diğeri “anlaşılmak.” Oysa insanın kurtuluşu, bu iki yaklaşımı dengeleyebilmesinde.

---

6. Bölüm: Forumdaki Sessizlik

Şimdi sizden duymak istiyorum:

Birini hiç kelimelerinizle “ipe çektiniz” mi?

Ya da bir gün farkında olmadan siz mi çekildiniz o görünmez ipin ucuna?

Belki bu hikâyede hepimiz biraz Ali’yiz, biraz Zeliha Ana, biraz da Ziya. Erkeklerin stratejik, kadınların empatik taraflarını birleştirebildiğimizde, belki o ip bir bağ olur; boğmak yerine birleştirir bizi.

---

Kaynakça ve İlham Notu

Bu hikâye, Anadolu’da 19. yüzyılda geçen idam hikâyeleri, halk deyimleri üzerine yapılan “Anadolu Söz Varlığında İdam ve Adalet” (Atalay, 2014) çalışmasından ve saha araştırmalarından esinlenmiştir. Ayrıca “ipe çekilmek” deyiminin Türk Dil Kurumu tarafından “idam edilmek” anlamıyla tanımlandığı, ancak halk dilinde “haksızca suçlanmak” anlamında da kullanıldığı bilgisi referans alınmıştır.

---

Son Söz: Bir Düğümü Çözmek

Belki de “ipe çekilmek” aslında hepimizin içinde taşıdığı bir sınavdır: Birine karşı adaletli olabilmek, onu yargılamadan dinleyebilmek…

Çünkü bazen ipi çözen şey, sadece bir çift anlayışlı göz olur.

Peki siz olsaydınız, Ziya’yı anlamaya mı çalışırdınız, yoksa Ali gibi ipi biraz daha sıkı mı tutardınız?