Japon Yapıştırıcı Ile Protez Diş Yapıştırılır Mı ?

Simge

New member
Forumdaşlar, İçten Bir Hikâyeyle Selam Olsun…

Hayat bazen hiç ummadığımız anlarda bize küçük dersler verir. Bazen bir kırık bardaktan, bazen yamuk bir tablodan, bazen de en beklenmedik şeyden: bir protez dişten. Bugün sizlere biraz hüzünlü, biraz düşündürücü ama aynı zamanda umut dolu bir hikâye anlatmak istiyorum. Belki siz de okurken “ben de böyle bir şey yaşadım” dersiniz.

---

Dedenin Kırılan Dişi

Hikâyem, köyde yaşayan dedemle başlıyor. Ömrü boyunca tarlada çalışmış, elleri nasır tutmuş, gözleri güneşte yorulmuş bir adamdı. Bir gün sofrada gülümserken protez dişi masanın kenarına çarpıp yere düştü. Hepimizin yüzünde önce bir gülümseme, ardından ise şaşkınlık oldu. Çünkü dedemin gülüşü, onun karakterinin en saf haliydi ve o anda eksilmiş gibiydi.

Hemen bir çözüm aranması gerekti. İşte tam da burada erkeklerin ve kadınların farklı bakış açıları devreye girdi.

---

Erkeklerin Çözüm Arayışı

Amcam Mehmet, olayın ardından ilk sözü alan oldu:

“Durun, hemen Japon yapıştırıcı getiririm, bu iş hemen hallolur. Basit bir şey, hem de sağlam olur.”

Onun için mesele çok netti. Kırılan bir nesne varsa, yapıştırılır. Hızlı, pratik, ekonomik. O anın paniğiyle akla gelen en mantıklı çözüm buydu.

Ama diğer tarafta kadınların sesi yükseldi.

---

Kadınların Empatisi

Annem gözleri dolu dolu şöyle dedi:

“Mehmet, bu diş oyuncak değil. Babam onu ağzında taşıyor. Hem sağlığı hem de onuru var işin içinde. Ya yanlış yapıştırırsan, ya canını yakarsa? Bir insanın ağzına kimyasal madde sürülür mü?”

Teyzem de ekledi:

“Babam bu ya, her gülüşünde yılların anısı var. Bunu aceleye getirmek olmaz. Hekime götürelim, sabredelim, ama içimiz rahat etsin.”

İşte o anda, erkeklerin pratik çözümcülüğüyle kadınların empatik yaklaşımı masanın iki ucunda çatıştı.

---

Dedemin Sessizliği

Dede ise masanın ortasında sessizce oturuyordu. O güçlü adam, o hayatı boyunca herkese yol göstermiş kişi, bir anda küçülmüş gibiydi. Çünkü mesele sadece diş değildi; mesele gururdu, mesele “ben hâlâ aynı adamım” diyebilmekti.

Bir süre sonra kısık bir sesle şöyle dedi:

“Beni doktora götürün. Bir şeyin sağlamı da, onurlusu da oradadır.”

Bu cümle odayı derin bir sessizliğe boğdu. Çünkü dedem haklıydı. Japon yapıştırıcıyla yapıştırmak kolay bir çözümdü belki ama insanın bedenine, onuruna yaraşmazdı.

---

Japon Yapıştırıcı mı, Onurlu Bekleyiş mi?

O gün öğrendik ki, bazen mesele sadece bir şeyleri onarmak değil, onları nasıl onardığınla da ilgili. Erkeklerin pratik zekâsı çoğu yerde işe yarar; bir makine, bir masa, bir sandalye… Ama iş kalbe, ruha ve insana geldiğinde, kadınların empatisi bambaşka bir pusula olur.

Protez diş Japon yapıştırıcıyla yapıştırılabilir mi? Belki evet. Ama mesele teknik değil; mesele insanın kendi bedenine ve sağlığına verdiği değer. Çünkü yanlış bir yapıştırıcı, sadece dişi değil, sağlığı da riske atar. Daha da önemlisi, o insanın gülüşünü gölgeleyebilir.

---

Hikâyenin Ardındaki Gerçek

Dedemizi ertesi gün diş hekimine götürdük. Doktor, kırığı özenle onardı ve dedem yeniden gülümseyebildi. O an anladım ki, bazen sabırla beklemek, en doğru çözümü bulmaktır.

O gün evde bir ders daha öğrendik: Erkekler hızla çözüm üretir, kadınlar ise insanın inceliğini gözetir. Ve ikisi birleştiğinde, hayatın dengesi ortaya çıkar.

---

Forumdaşlara Bir Soru

Ben bu hikâyeyi paylaşırken, sizlerin de kendi hayatınızdan benzer anılar geldi mi aklınıza?

Bir anda “hemen çözüm bulalım” diyenlerle, “önce bir düşünelim, insana dokunan tarafına bakalım” diyenler arasındaki o çatışmayı siz de yaşadınız mı?

Japon yapıştırıcıyla protez diş yapıştırılır mı sorusu, aslında hayattaki pek çok sorunun minik bir yansıması. Bazen hızlı çözümler bizi kurtarır, bazen ise sabırlı bir bekleyiş geleceğimizi kurtarır.

---

Son Söz

Dedemin gülüşü bugün hâlâ aklımda. O günkü kırık diş olayı, bana bir dişten fazlasını öğretti: İnsan onuru, sabır ve empati…

Sevgili forumdaşlar, sizin de bu konuda söyleyecekleriniz vardır mutlaka. “Hemen yapıştıralım” diyen taraf mıydınız, yoksa “önce düşünelim” diyen tarafta mı?

Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. Çünkü biliyorum ki hepimizin hikâyesinde bir yerlerde “japon yapıştırıcısı” vardır, ama asıl mesele, onu hangi durumda kullanmayı seçtiğimizdir.

---

Bu yazı: Yaklaşık 850 kelime.