Bahar
New member
[color=]Üniversitede Sınıfa Kimse Gelmezse Yoklama Alınır Mı? Bu Durumda Ne Yapmalı?[/color]
Herkese merhaba forum dostlarım! Bugün üniversite hayatımızda karşılaştığımız, ama aslında kimseyle paylaşmaya cesaret edemediğimiz o “çok zor” soruyu gündeme getireceğim: "Üniversitede sınıfa kimse gelmezse, yoklama alınır mı?"
Evet, yanlış duymadınız. Hani o sabah 9:00’da başladığınız derse bir tek siz girdiğinizde, tüm sınıfın “katılım sağladığı” (yani her zamanki gibi uyuduğu) ve hocaların o çok sevdiği “yoklama” durumuyla karşı karşıya kalırsınız. İşte o an… Derste kimse yoksa, yoklama almak doğru mu? Yani, “Hoca beni bulmaz mı?” diyerek gizlice cep telefonuna bakma anı da cabası!
Peki ya... Durum gerçekten karmaşık hale gelirse, ne yapmalı? Hadi gelin, hep birlikte bu "hayatta kalma mücadelesi" gibi soruyu masaya yatıralım, bolca mizah katarak. Çünkü bu konuda gerçekten çok farklı bakış açıları var. Belki de herkesin bir fikri vardır, kim bilir?
[color=]Hoca Yoksa, Yoklama Nereye? Korku Başlasın![/color]
Şimdi, gelin durumu biraz dramatize edelim. Sabahın köründe uykusuz bir şekilde derse girdiğinizde, tek başınıza dersin kapısının önünde beklerken şöyle düşünüyorsunuz: "Hoca gelirse, yoklamayı alacak. Ama şimdi yalnızım. Bu durumda ne olacak?"
İçindeki çözüm odaklı erkek mantığı devreye girer. Erkekler bu noktada daha stratejik bir yaklaşım benimserler. “Bu kadar öğrencinin olmadığı bir derste yoklama almak mantıklı mı? Hoca burada neyi ispat etmeye çalışıyor? Yoklama almazsa, biz de dersten atılmayız değil mi?” Diğer bir deyişle, erkekler için bu noktada asıl mesele, yoklamayı almayan hocanın stratejik bir hata yapmasıdır. Yoksa, derse katılmayan onlarca öğrenci sorumlu tutulamaz, değil mi?
Ama bir de kadın bakış açısı var. Kadınlar, bu tür durumları genellikle daha empatik bir şekilde değerlendirir. “Hoca yoksa, burada kimse yok. O zaman neden yoklama alayım ki? Kimsesiz bir derste, biz birbirimize destek olmalıyız. Hoca da biraz rahat bırakmalı bu durumu,” derler. Yani kadınlar için mesele, toplumsal ilişkiler ve bir takım ruhudur. Sonuçta, derse katılmayanlar zaten birbirlerinin derdini paylaşıyorlardır.
[color=]Kimse Gelmedi, Hoca Nerede? Yoklama Almak Ne Anlama Gelir?[/color]
Hoca, tek başınıza bir derse girdiğinizde, gerçekten ciddi bir "sosyal kontrat" sorusu ortaya çıkıyor. Eğer hoca gelmemişse, sınıf boşsa, o zaman da herkes birbirine bakar ve sorar: “Bu durumda yoklama alınır mı?”
Erkekler, bu durumda daha çok “çözüm odaklı” yaklaşırlar ve şöyle düşünürler: “Yoklama alınırsa, hocanın işine gelir. Hem de ‘derse katıldım’ diye kayda geçerim!” Erkekler, bu tür durumları yasal ve matematiksel bir çözüm olarak görürler. “Bir şeyler yapılması lazım,” diyerek ortama hızlıca uyum sağlarlar.
Ama kadınlar? Kadınlar bu durumda daha insan odaklı bir yaklaşım benimseyeceklerdir. “Bütün sınıf yoksa, zaten bu yoklama neye yarar ki? Hem de biz hoca olmadan derse katılmıyoruz! Herkesin sorumluluğu var, yoklama almak yerine herkes derse girmeyi başarmalı!” şeklinde bir empatik bakış açısına sahiptirler. Yani kadınlar için bu mesele, toplumsal sorumluluk ve birlikte hareket etme meselesidir. Bu yüzden “Bence hoca gelip almalı yoklamayı, biz ondan bekleriz!” diye düşünürler.
Tabii ki bu, her zaman böyle de olmuyor. Çünkü bazen de herkesin “kaçmak için fırsat kolladığı” anlar yaşanabiliyor. Kimse derse gelmediğinde, herkes bir nevi "özgürlük" hissiyle derse katılmama eğiliminde olabilir. Herkes farklı bir yol izler, bazıları derse “yok” demek için fırsat kollar, bazıları ise gitmek zorunda olursa, zoraki olarak bulunur.
[color=]Yoklama Alınmazsa, Ne Olur? Korkular Gerçekleşebilir Mi?[/color]
Şimdi diyelim ki, hoca yok ve yoklama alınmadı. Ne olur? Herkesin aklında bir soru var: Hoca gelip “Yoklama alıyorum!” dediğinde, zaten kimse yok. Hoca bunu fark eder mi, yoksa “Bunu sormak istemiyorum!” mı der?
Erkeklerin bakış açısına göre bu bir taktiksel hata olabilir. Hoca gelmişken, “Bizim derse gelmememiz, onun işini biraz kolaylaştırmaz mı?” gibi düşünceler kafa karıştırıcı olabilir. Erkekler için bu, kesinlikle çözüm bulma meselesi! Ama hoca, öğrencilere not verip vermediği konusunda anlaşmazlık çıkabilir.
Kadınlar içinse bu durumda hala bir ilişki sorunu vardır. “Beni kimse önemsemiyor, derse kimse katılmıyor… Peki, neden hala yoklama almayı düşünüyorsak?” Kadınlar, bazen bu tür sosyal temasların arkasındaki duygusal nedenleri daha fazla sorgularlar.
[color=]Sonuç: Yoklama Alınır mı, Alınmaz mı? Çözüm Sizde![/color]
Sonuçta, forum arkadaşlarım, bu durumu çözmek tamamen bizim elimizde! Eğer sınıfa kimse gelmediyse, yoklama alınacak mı sorusu her zaman kafa karıştırıcı olabilir. Bu durumda kimse gelmemişse, yoklama almak zorunda mı hissediyoruz? Ve herkesin derse katılımı, aslında bu gibi basit durumlarda bile büyük sorumluluk taşıyor.
Sizin bu konuda ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum. Kimse gelmezse yoklama alınmalı mı? Yoksa hoca başka bir çözüm mü üretmeli? Yorumlarınızı bekliyorum, bakalım kim ne düşünüyor!
Herkese merhaba forum dostlarım! Bugün üniversite hayatımızda karşılaştığımız, ama aslında kimseyle paylaşmaya cesaret edemediğimiz o “çok zor” soruyu gündeme getireceğim: "Üniversitede sınıfa kimse gelmezse, yoklama alınır mı?"
Evet, yanlış duymadınız. Hani o sabah 9:00’da başladığınız derse bir tek siz girdiğinizde, tüm sınıfın “katılım sağladığı” (yani her zamanki gibi uyuduğu) ve hocaların o çok sevdiği “yoklama” durumuyla karşı karşıya kalırsınız. İşte o an… Derste kimse yoksa, yoklama almak doğru mu? Yani, “Hoca beni bulmaz mı?” diyerek gizlice cep telefonuna bakma anı da cabası!

Peki ya... Durum gerçekten karmaşık hale gelirse, ne yapmalı? Hadi gelin, hep birlikte bu "hayatta kalma mücadelesi" gibi soruyu masaya yatıralım, bolca mizah katarak. Çünkü bu konuda gerçekten çok farklı bakış açıları var. Belki de herkesin bir fikri vardır, kim bilir?
[color=]Hoca Yoksa, Yoklama Nereye? Korku Başlasın![/color]
Şimdi, gelin durumu biraz dramatize edelim. Sabahın köründe uykusuz bir şekilde derse girdiğinizde, tek başınıza dersin kapısının önünde beklerken şöyle düşünüyorsunuz: "Hoca gelirse, yoklamayı alacak. Ama şimdi yalnızım. Bu durumda ne olacak?"
İçindeki çözüm odaklı erkek mantığı devreye girer. Erkekler bu noktada daha stratejik bir yaklaşım benimserler. “Bu kadar öğrencinin olmadığı bir derste yoklama almak mantıklı mı? Hoca burada neyi ispat etmeye çalışıyor? Yoklama almazsa, biz de dersten atılmayız değil mi?” Diğer bir deyişle, erkekler için bu noktada asıl mesele, yoklamayı almayan hocanın stratejik bir hata yapmasıdır. Yoksa, derse katılmayan onlarca öğrenci sorumlu tutulamaz, değil mi?
Ama bir de kadın bakış açısı var. Kadınlar, bu tür durumları genellikle daha empatik bir şekilde değerlendirir. “Hoca yoksa, burada kimse yok. O zaman neden yoklama alayım ki? Kimsesiz bir derste, biz birbirimize destek olmalıyız. Hoca da biraz rahat bırakmalı bu durumu,” derler. Yani kadınlar için mesele, toplumsal ilişkiler ve bir takım ruhudur. Sonuçta, derse katılmayanlar zaten birbirlerinin derdini paylaşıyorlardır.
[color=]Kimse Gelmedi, Hoca Nerede? Yoklama Almak Ne Anlama Gelir?[/color]
Hoca, tek başınıza bir derse girdiğinizde, gerçekten ciddi bir "sosyal kontrat" sorusu ortaya çıkıyor. Eğer hoca gelmemişse, sınıf boşsa, o zaman da herkes birbirine bakar ve sorar: “Bu durumda yoklama alınır mı?”
Erkekler, bu durumda daha çok “çözüm odaklı” yaklaşırlar ve şöyle düşünürler: “Yoklama alınırsa, hocanın işine gelir. Hem de ‘derse katıldım’ diye kayda geçerim!” Erkekler, bu tür durumları yasal ve matematiksel bir çözüm olarak görürler. “Bir şeyler yapılması lazım,” diyerek ortama hızlıca uyum sağlarlar.
Ama kadınlar? Kadınlar bu durumda daha insan odaklı bir yaklaşım benimseyeceklerdir. “Bütün sınıf yoksa, zaten bu yoklama neye yarar ki? Hem de biz hoca olmadan derse katılmıyoruz! Herkesin sorumluluğu var, yoklama almak yerine herkes derse girmeyi başarmalı!” şeklinde bir empatik bakış açısına sahiptirler. Yani kadınlar için bu mesele, toplumsal sorumluluk ve birlikte hareket etme meselesidir. Bu yüzden “Bence hoca gelip almalı yoklamayı, biz ondan bekleriz!” diye düşünürler.
Tabii ki bu, her zaman böyle de olmuyor. Çünkü bazen de herkesin “kaçmak için fırsat kolladığı” anlar yaşanabiliyor. Kimse derse gelmediğinde, herkes bir nevi "özgürlük" hissiyle derse katılmama eğiliminde olabilir. Herkes farklı bir yol izler, bazıları derse “yok” demek için fırsat kollar, bazıları ise gitmek zorunda olursa, zoraki olarak bulunur.
[color=]Yoklama Alınmazsa, Ne Olur? Korkular Gerçekleşebilir Mi?[/color]
Şimdi diyelim ki, hoca yok ve yoklama alınmadı. Ne olur? Herkesin aklında bir soru var: Hoca gelip “Yoklama alıyorum!” dediğinde, zaten kimse yok. Hoca bunu fark eder mi, yoksa “Bunu sormak istemiyorum!” mı der?
Erkeklerin bakış açısına göre bu bir taktiksel hata olabilir. Hoca gelmişken, “Bizim derse gelmememiz, onun işini biraz kolaylaştırmaz mı?” gibi düşünceler kafa karıştırıcı olabilir. Erkekler için bu, kesinlikle çözüm bulma meselesi! Ama hoca, öğrencilere not verip vermediği konusunda anlaşmazlık çıkabilir.
Kadınlar içinse bu durumda hala bir ilişki sorunu vardır. “Beni kimse önemsemiyor, derse kimse katılmıyor… Peki, neden hala yoklama almayı düşünüyorsak?” Kadınlar, bazen bu tür sosyal temasların arkasındaki duygusal nedenleri daha fazla sorgularlar.
[color=]Sonuç: Yoklama Alınır mı, Alınmaz mı? Çözüm Sizde![/color]
Sonuçta, forum arkadaşlarım, bu durumu çözmek tamamen bizim elimizde! Eğer sınıfa kimse gelmediyse, yoklama alınacak mı sorusu her zaman kafa karıştırıcı olabilir. Bu durumda kimse gelmemişse, yoklama almak zorunda mı hissediyoruz? Ve herkesin derse katılımı, aslında bu gibi basit durumlarda bile büyük sorumluluk taşıyor.
Sizin bu konuda ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum. Kimse gelmezse yoklama alınmalı mı? Yoksa hoca başka bir çözüm mü üretmeli? Yorumlarınızı bekliyorum, bakalım kim ne düşünüyor!