Von der Leyen çok fazla risk alıyor

RAM

New member



AB Komisyonu başkanı, gelişmekte olan Çin elektrikli otomobil endüstrisine karşı daha sert bir yol izleyeceğini duyurdu. Bu, özellikle Almanya için geri tepebilir.


Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin durumuyla ilgili yaptığı büyük konuşmasında bir şeyi defalarca vurguladı: AB’nin Çin’e ilişkin sloganı “ayrılma” değil, “riski azaltma” olmalıdır. Bunun anlamı şu: Çok güçlü ekonomik bağlara girmek değil, aynı zamanda Çin’den de ayrılmamak. AB’nin çizgisi yeni bir şey değil.


Ancak yeni olan, AB Komisyonu başkanının Strasbourg’daki konuşmasında Çinli otomobil üreticilerini hedef almasıydı: Von der Leyen’e göre dünya pazarları ucuz elektrikli otomobillerle “dolduruluyor”; Pekin’den gelen yüksek devlet sübvansiyonları sayesinde bu mümkün. Bu nedenle rekabetin olası çarpıklıklarına daha yakından bakmak için bir soruşturma başlatacağını duyurdu. Sonuçta “haksız uygulamalara karşı savunmak” gerekir.


İlk bakışta von der Leyen’in haklı olduğu bir nokta var: Güneş enerjisi endüstrisinden farklı olarak Avrupa, Çin’in önüne geçmekten kaçınmalı. Ancak uzun vadede daha sert yaklaşım işe yarayabilir. Özellikle Alman otomobil endüstrisinin bunu hissetmesi muhtemeldir.


Elektrikli otomobiller yükselişte


Çinli üreticilerin Avrupa’daki satışları hâlâ küçük olabilir ancak artıyor. Uzak Doğu’daki elektrikli otomobil üreticilerinin daha büyük hedefler peşinde olduğu da aşikar: Çin, yeni sonuçlanan IAA Otomobil Fuarı’nın en büyük delegasyonunu oluşturdu. Düşük üretim maliyetleri ve devlet desteği, BYD gibi markaların Alman fiyatlarını yaklaşık dörtte bir oranında düşürebileceği anlamına geliyor. Stellantis’in yöneticisi Uwe Hochgeschurtz yakın zamanda t-online ile yaptığı röportajda bunu böyle tahmin etti.


Ayrıca, en azından Alman sürücüler arasında çok az çekince olduğu görülüyor. Continental tarafından yapılan yeni bir ankete göre katılımcıların yüzde 45’i temel olarak Çin’in elektrikli otomobiline geçmeyi hayal edebiliyor. Küçük otomobil sürücüleri için bu rakam yüzde 58’e kadar çıkıyor.


Rakamlar göz önüne alındığında von der Leyen’in açıklaması mantıklı görünüyor. Ancak bu rotanın Çin’den gelecek bir karşı tepki olmadan ayakta kalması pek mümkün değil: Alman otomobil üreticilerine karşı önlemler zaten orada mevcut. Eğer Xi Jinping şimdi önlemleri daha da sıkılaştırma fikrini ortaya atarsa, bu Alman endüstrisini sert bir şekilde vuracaktır. Çünkü Alman otomobil firmaları Çin’e ihracata bağımlı.


Kendi geleceği hâlâ açık


Bu nedenle girişimin federal hükümetten değil, Fransa’dan gelmesi şaşırtıcı değil. Yerli markalar Citroën ve Renault Çin’de daha az önem taşıdığından korumacı bir yaklaşımın burada memnuniyetle karşılanması daha muhtemel. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yalnızca Avrupa’da üretilen elektrikli otomobillere prim ödemeyi planlıyor.


AB soruşturmasının gelecekte Çin’den elektrikli otomobil ithalatını gerçekten zorlaştırıp zorlaştırmayacağını henüz kimse bilemez. Ancak duyuru tek başına Pekin’deki karar vericileri rahatsız edecek gibi görünüyor. Ayrıca von der Leyen’in sonuçlarla bizzat ilgilenip ilgilenmeyeceği de bugün belirsizliğini koruyor. Çünkü önümüzdeki AB seçimlerinde aday olup olmayacağı henüz belli değil.